OpenAI resmen kendi bilim adamını yetiştirecek


OpenAI bu vizyonu, şirket yapısındaki büyük bir dönüşüm ve 1.4 trilyon dolarlık devasa bir altyapı yatırımıyla destekliyor.

Şirketin CEO’su Sam Altman’ın salı günü yaptığı canlı yayın açıklamasında, derin öğrenme sistemlerinin evriminde kritik bir eşiğe yaklaşıldığı vurgulandı. Altman’a göre, yapay zeka yalnızca bir araç olmaktan çıkıp, kendi başına bilimsel keşifler yapabilen bağımsız bir araştırmacı / bilim adamı kimliği kazanacak.

OpenAI’ın belirlediği takvim oldukça iddialı. Buna göre, 2026 yılına kadar insan asistanına eş değerde, karmaşık görevleri başarıyla yürütebilen “stajyer düzeyinde araştırma asistanı” seviyesinde bir AI’ın geliştirilmesi hedefleniyor. Bu ara hedefin ardından, 2028 yılına gelindiğinde ise “bağımsız araştırmacı / bilim adamı” seviyesinde bir yapay zeka sisteminin devreye alınması planlanıyor. Bu, yapay zeka sisteminin herhangi bir insan müdahalesi olmadan kendi başına araştırma projeleri yürütebileceği, hipotezler kurabileceği ve bunları test edebileceği anlamına geliyor.

Bilimsel Keşifler Hızlanacak

OpenAI Başbilimcisi Jakub Pachocki, bu yeni nesil yapay zeka sisteminin, bir insanı taklit etmekten ziyade, kendi benzersiz araştırma yöntemlerini kullanarak ilerleyeceğini belirtiyor. Pachocki’ye göre, derin öğrenme sistemleri mevcut hızla ilerlemeye devam ederse, insan zekasını aşan bir seviyeye on yıldan daha kısa bir sürede ulaşılması mümkün. Şirket, bu hedefe ulaşmak için iki temel strateji izliyor: algoritmaların sürekli iyileştirilmesi ve “test süresi hesaplaması” adı verilen yöntemin genişletilmesi.

Bu yöntem, yapay zeka modellerine bir problemi çözmek için çok daha uzun süre “düşünme” ve hesaplama yapma imkânı tanıyor. Halihazırda en gelişmiş modeller, yaklaşık beş saatlik görevlerde insan seviyesinde performans sergileyebiliyor. Bu sürenin uzatılmasıyla, yapay zekânın tıp, fizik, malzeme bilimi ve teknoloji geliştirme gibi alanlarda insan araştırmacıların çözmekte zorlandığı karmaşık sorunlara çığır açıcı çözümler getireceğine kesin gözüyle bakılıyor. Hatta bazı kritik bilimsel atılımlar için tüm veri merkezlerinin hesaplama gücünün tek bir araştırma sürecine tahsis edilmesi dahi gündemde.

Bu vizyonun hayata geçirilmesi, yalnızca teknolojik değil, aynı zamanda kurumsal bir dönüşümü de gerektiriyordu.

OpenAI: 1.4 Trilyon Dolarlık Bütçe Gerekli

Sam Altman, bağımsız araştırmacı AI hedefini, OpenAI’ın resmi olarak kamu yararına çalışan bir şirket (Public Benefit Corporation – PBC) yapısına geçişini tamamladığı gün duyurdu. Bu yeni yapı, şirketin kar amacı gütmeyen orijinal misyonunu korumayı sürdürürken, agresif araştırma takvimini destekleyecek devasa sermayeyi toplama yolundaki finansal kısıtlamaları ortadan kaldırıyor.

Finansal gücün artırılmasıyla birlikte, OpenAI önümüzdeki yıllar için 30 gigawattlık bir altyapı inşası hedefliyor. Bu, modern bir nükleer reaktörün ürettiği enerjinin yaklaşık üç katına denk gelen dev bir kapasite ihtiyacını işaret ediyor ve tahmini olarak 1.4 trilyon dolarlık bir bütçe gerektirecek.

Öte yandan, kar amacı gütmeyen OpenAI Vakfı, şirketin yüzde 26’sına sahip olacak ve araştırma yönünü belirleyerek yapay zeka güvenliği ve etik denetim süreçlerini yönetecek. Vakıf, ayrıca hastalıkların tedavisi gibi hayırsever uygulamalar için 25 milyar dolarlık bir fon ayırmış durumda. Bu stratejik adım, OpenAI’ın hem teknolojik üstünlüğünü garantilemeyi hem de sorumlu yapay zeka geliştirme anlayışını sürdürmeyi amaçladığını gösteriyor.



Haber Kaynak Linki

Related Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir